Home Lübnan Beyrut Neden Beyrut? Bir Kaç Neden Söyleyelim Öyleyse

Neden Beyrut? Bir Kaç Neden Söyleyelim Öyleyse

0

Neden Beyrut?

Bilirsiniz; Beyrut hakkında bir zamanların en klişe tanımalaması, “Ortadoğu’nun Paris‘i”dir.

Bulunduğu coğrafi konumu ve o konumun getirdiği güzellikleri aynı zamanda ülkenin ve şehrin şansızlığı da olan Beyrut, eski günleri için zaman zaman kıpırdansa da, bölgenin durmak bilmeyen “tatsız siyasi” kıpırdanmaları sürekli ona engel oluyor.

Ancak en kısa bir sessizlikte, Beyrut tüm dünyayı bu kente çağırmaya devam ediyor. Beyrut’a gitmek için öyle çok neden sayılabilir ki; bunlardan sadece 5 tane belirlemek hiç de kolay olmadı.

Neden Beyrut?

Baalbeck (Baalbek) Antik Kenti

Beyrut denildiğinde buranın kadim geçmişi ve gizemli dokusu akıllara geliyor. Tarihe ilgi duymasanız bile, işin mistizmi için Beyrut gezinizi mutlaka Baalbeck Antik Kenti ile süslemelisiniz.


Oldukça etkileyici yıkıntılar ve kalıntılar bulunan roma tapınaklarının bulunduğu bu bölge, Ortadoğu’nun en önemli antik kentlerinden biri.

Baalbeck, Beyrut merkeze yaklaşık 110 kilometre uzaklıkta ve bölgenin siyasi çekişmelerine karışmış köylerle çevrili bir bölge.

Baalbeck’e gitmek için bir taksi ile pazarlık yapabileceğiniz gibi, Beyrut’dan düzenlenen günlük turlara da katılabilirsiniz. Yol üzerinde Bekaa vadisinden geçerken ünlü Chateau Ksara ve Chateau Kefraya şaraplarının yapım yerlerini de görme şansınız bulunuyor.

Eşrefiye Mahallesi

Beyrut’a gidenlerin bir dönem uğramadan edemedikleri sanat dolu olan Eşrefiye Mahallesi, bu ilgiden sonra daha bir alışveriş merkezi ve turistik mantığa dönse de, hala en eski ve en etkileyici olan hareketli yerlerden biri.

Bölgenin böylesine ünlü olmasından dolayı çok sayıda kafe, restoran ve gece kulübü yer alan mahallede konutlar da oldukça popüler. Burada bulunan Sursock caddesi ise ünlü sanat galerisine sahip olan Sursock müzesini barındırıyor.

Eski Lübnan evlerini korumak için büyük bir çaba sarfeden hayırsever Lady Yvonne Cochrane‘ye ait olan 19.yüzyıldan kalma Sursock Palace ise yine görülmesi gereken noktalardan.

Al Omari Camii

Beyrut’un bozulmamış olan en eski ve görülmesi gereken yapıları arasında yer alan Al Omari Camii 13.yüzyıldan kalma bir eser.

Öncesinde haçlıların St.John Katedrali olan bina 1291 yılında Memluklar tarafından camiye dönüştürülmüş. Birçok yerde olduğu gibi caminin bugün bulunduğu aynı yerde, katedralden önce de bir Roma tapınağı olduğuna dair kanıtlar da bulunuyor.

Yıkılıp birçok kez yeniden yaptırılan Al Omari Camii hikayeleri eşsiz kitabeleri ile de ilgi çekici bir yapı.

Hamra Caddesi

1975 yılından önce Hamra, turist akınına uğrayan en önemli bölgeymiş.

Zaten Beyrut için yazının başında da belirttiğimiz Ortadoğu’nun Paris’i tanımlamasının yapılmasının da ana nedenlerinden birisi de buymuş. O dönemlerde turist kalabalıklığı nedeniyle Champs Elysees‘e benzetiliyormuş.

Günümüzde daha düşük fiyatlı ürünlerin yer aldığı mağazalar, çeşitli sınıflarda oteller, popüler kafeler ve restoranların bulunduğu, genç ve öğrenci kesimin dışında turistlerin de ziyaret ettiği noktalardan biri.

Lübnan Yemekleri

Lübnan mutfağı dünyada önemli yer kaplayan ve büyük şehirlerde bu isimle restoranları açılan bir kültüre sahip.

Sultan Brahim şehrin en klasik ve leziz Lübnan yemekleri sunan restoranlarından biri. Aynı zamanda elmalı nargileleri ile de ünlü.

Lübnan mutfağına yönelik birçok lezzeti gece hayatının merkezi noktalarından Monot semtinde de bulabilirsiniz.

Sokaklarda da atıştırmak için yöresel lezzetler bulunuyor. Ancak fiyatların çok ucuz olmadığını hatırlatmakta fayda var.

NO COMMENTS

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Exit mobile version