Mardin, zamanı durduran mimarisini tarihi gerçeklerle pekiştirdiğinden her geçen gün daha çekici olmaya devam ediyor. Şehir merkezine 30 kilometre uzaklıkta yer alan Güneydoğu bölgesinin Efes’i olarak tanımlanan Dara antik kenti gibi.
Dara Antik Kenti Gezi Rehberi
Dara Antik Kenti, Roma İmparatoru I.Anastasius’un ülkenin doğu sınırlarını Sasaniler’e karşı korumak amacıyla bir garnizon olarak kurulmuş. Ancak tabii ki bu bilinen tarihi!
Dara Antik Kenti Mardin
Anastasius döneminde Dara kentinin konumunun elverişli olması dolayısıyla, yakında bulunan taş ocaklarından çıkarılan büyük bloklar kullanılarak şehrin çevresi kısa zamanda 4 kilometrelik surlarla çevrilmiş. Kentin -aynı surlarda olduğu gibi- dönemin tüm ihtiyaçlarına karşılık vermesi için dev su sarnıçları da inşa edilmiş.
Dara Antik Kenti gezisi sırasında, suyun temel bir ihtiyaç olarak kullanılması yanında, düşman askerleri püskürtmek için bir silah olarak da kullanıldığına dair buluntuları net olarak görebiliyorsunuz.
Bu dönemde kente İmparator‘un ismi verilerek Anastaios olarak adlandırılmış. Kentin inşa edildiği bölgede daha erken dönem yerleşimleri olduğu belirtileri konusunda da çalışmaların hala sürdüğü Dara Antik Kenti’nin “Dara” isminin ise, Pers Kralı III.Darius’dan geldiği ve Darius’un başkenti Dağara’dan türediği rivayet ediliyor.
Dara Antik Kenti günümüzde üzerinde bulunan köyün, hem koruması hem de bir çeşit işgali altında!
Kentte yapılan kazıların henüz sadece yüzde 30’larda olduğu ve kentin geri kalanının büyük bölümünün halen burada ikamet eden köy sakinlerinin oturdukları evlerin altını da kapsayan bir alanda olduğu biliniyor.
Dünyanın ilk su barajı olarak tanımlanabilecek yapısına sahip olan Dara Antik Kenti’nden günümüze kale, kilise, köprü, su kanalları, depo, su sarnıçları, arasta, kaya mezarları ve yerleşim yerlerine ait kalıntılar ulaşmış.
Tarih boyunca çok fazla sayıda istila ve savaşa tanık olan, çok kez el değiştiren Dara kenti bugün sessizliğini koruyan gizemli bir yapıya sahip hissi veriyor.
Dünyada Örneği Olmayan Galeri Mezar
Dara Antik Kenti kazıları sırasında kısa bir süre öncesinde ortaya çıkarılan Nekropol bölgesindeki galeri mezar olarak isimlendirilen ve onarılarak ziyarete açılan alan, Dara’nın mutlaka görülmesi gereken noktaları arasında yer alıyor.
573 yılındaki savaşta ölen Romalı savaşçılara ithafen, 591 yılında sürgünden dönen Romalı askerler tarafından yapılan bu galeri mezarın, savaş alanındaki kemiklerin toplanıp getirildiği ve biriktirildiği bir kemik toplama alanı olduğu biliniyor.
“Yeniden Diriliş” törenlerinin yapıldığı eski ahitteki duaların okunduğu bir ünik mezar olan ve o günden bugüne kadar burada kalmış olan kemiklerin muhafaza edildiği alan, gerçekten çok başarılı bir düzenleme ile sergileniyor.
Yöredeki Süryani Kiliseleri’nde cumartesi günleri “Kutsal Cumartesi” olarak adlandırılan benzer ritüellerin hala yapıldığı düşünüldüğünde, bu konu somut olmayan kültürel miras olarak o günden bugüne yaşayan bir hafıza sayılıyor.
Dara Antik Kenti, sadece bu nedenle bile, özellikle inanç turizmi açısından çok önemli bir merkez konumunda yer alıyor.
Yaklaşık 3 bin kişinin kemiklerine ulaşılan Nekropol alanında, bu kemikler üzerinde yapılan araştırmalarla, örneğin; o dönemde ortalama yaşın 45 olması gibi çeşitli ilginç bilgilerle de karşılaşıyorsunuz.
Dara Antik Kenti’nde 1986 yılında başlayan kazı çalışmalarıyla ortaya çıkarılan bölümler bir açık hava müzesi olarak ziyaretçilere ücretsiz sergileniyor.
Ayrıca Dara Antik Kenti kazıları sırasında çıkarılan birçok eser de Mardin Müzesi‘nde sergileniyor.
