Osmanlı eserlerinin en önemli ve güzel örneklerinin görülebileceği şehirler arasında yer alan Edirne, aynı zamanda balkan topraklarındaki eski başkent olarak da oldukça ilgi çekici bir nokta.
Edirne Gezisi Sürprizi! Darüşşifa
Edirne denildiğinde elbette akıllara ilk olarak Mimar Sinan‘ın en önemli eserleri yer alan Selimiye Camii gelse de, Edirne Darüşşifası ya da resmi ismiyle Sultan II. Bayezid Darüşşifası aslında kente verilen önemi anlatan en iddialı örnekler arasında yer alıyor. Tabii ki mimari olarak Sinan’ın Selimiye’sinin heybetine ulaşamıyor belki ama halkın hasta ve düşkün haline çare aranan yerlerin bir göstergesi olarak adeta bir anıt gibi yükseliyor.
Edirne Darüşşifası
Osmanlı hanedanında sekizinci padişah olarak yer alan II. Bayezid, Fatih Sultan Mehmed’in oğlu. Söylentiye göre 1484 yılında sefere çıkan Bayezid, Edirne’ye geldiğinde kent ahalisi ondan bir darüşşifa yani hastane yapılmasını istemiş. Bayezid de bu isteğe tepkisiz kalmamış ve hastane ile birlikte çeşitli yapıların da içerisinde bulunduğu bir külliye için ilk harcı bizzat kendi atmış.
Şifahane içerisinde cami ve külliyeyi oluşturan yapılar/bölümler yer alıyor. İlk avlunun sağındaki altı oda hekimlerin, cerrahların ve Kehhal olarak isimlendirilen usta çırak olarak aktarılan göz şifacılarının hastaların ilk muayenelerini yaptıkları yermiş.
Bazı odalar ise akıl hastalarının tecrit edildiği yerler olarak kullanılmış. Avlunun sol tarafında çamaşırhane, kiler ve mutfak gibi üniteler yer alıyormuş.
İkinci avlunun çevresindeki odalar ise oldukça ilginç. Bu bölüme Şuruphane de denilen dönemin ilaçlarının yapıldığı yerler oluşturulmuş. Belirlenen günlerde Edirne‘nin yoksullarına ilaç dağıtılan yer de burasıymış.
Şifahane ismi verilen altıgen yapılı bölümde ise havuzlu bir salonun çevresinde, içerisinde ocak da bulunan altı kışlık oda ile yaz için yükseltili beş sofa bulunuyor. Sofalardan biri, hanende ve sazendelerin haftanın üç günü, akıl hastalarını rahatlatmak ve tedavi amaçlı olarak musiki makamlarını icra ettikleri bölüm olarak ayrılmış.
1915 Yılında Terkediliyor
Yani aslına bakarsanız dönemin şartlarında komple bir hastane, ilaçlarını kendi üreten bir merkez ve çeşitli tedavi usullerinin kullanıldığı poliklinik benzeri yerler belki de hastanecilik tarihinde önemli dönüm noktalarından biri olarak sayılabilir.
Edirne Darüşşifası, 1915 yılında Birinci Dünya Savaşı sırasında akıl hastalarının Kıyık’ta bulunan Fransız Hastanesi’ne nakli sonrası kapatılmış. Bina harap hale gelmiş.
1984 yılında cami dışındaki bölümleri Trakya Üniversitesi’ne devredilen külliyenin yapıları, 1997 yılında üniversite tarafından restore edilerek Sağlık Müzesi‘ne dönüştürüldü. Bu çalışma ile 2004 yılında “Psikiyatri Tarihi” projesi ile Avrupa Konseyi Müze Ödülü de alan yapı, bir ilaç firması tarafından tarihi ve mimari dokusu korunup yeniden tasarlanarak 2015 yılında tekrar ziyarete açıldı.
Edirne’ye yolunuz düşerse, çeşitli canlandırmaların da içerisinde bulunduğu sağlık ile ilgili bu yapıyı mutlaka görmeniz gerek!