Collessium nasıl ki Roma’nın simgesiyse, Antalya‘nın simgesi de aslında Antalyalıların “Üç Kapılar” olarak isimlendirdiği Hadrianus Kapısı (Hadrian)’dır.
Antalya’nın Simgesi Hadrianus Kapısı
Hadrianus Kapısı eğer Antalya’ya gelmişseniz mutlaka dikkatinizi çekmişti. Günümüzde Antalya Atatürk Caddesi üzerinde yürürken karşınıza çıkan, gerçek anlamda etkileyici ve konumu dolayısıyla büyük tehlike altında olmasına rağmen nasıl olduysa iyi bir şekilde korunmuş olan, kale surlarına bitişik duran üç kemerli görkemli yapıdan bahsediyoruz.
Bugün Antalya Kaleiçi olarak anılan bölgenin dışında kalan ve o dönem “sur dışı” olarak tanımlanan ve daha çok gecekondulardan oluşan bölgeye açılan çok sayıda kapının en ihtişamlısı olan Hadrianus Kapısı, birçok kaynakta yer aldığı gibi milattan sonra 130 yılında kenti ziyaret eden Roma İmparatoru Hadrianus onuruna yapılmış.
Antalya’da Bir Roma Zafer Takı
Hadrianus Kapısı önünde bulunan bilgilendirme yazısında şöyle yazar; “Eski Antalya kenti ve limanını kuşatan surlar üzerindeki kapılarından günümüze ulaşan tek kapıdır. Roma İmparatoru Hadrian’ın M.S. 130’da Antalya‘yı ziyareti anısına yapılmıştır. Dört ayak üzerinde yükselen üç gözlü girişi ve sütunlarla süslü çift cepheli mimarisi ile Roma Şeref Tak’ı görünümündedir. Tak’ın üzerinde muhtemelen imparator ve ailelerinin heykelleri yer almaktaydı. Ancak bunlardan günümüze ulaşan olmamıştır. Kapının her iki yanında, farklı yapıda iki yüksek kule bulunmaktadır. Önden soldaki orijinal olup Roma dönemine aittir. Sağdaki ise, kitabesine göre Selçuk Sultanı I. Alaaddin Keykubat tarafından yaptırılmıştır. Kapı, 1959 yılında restore edilmiştir.”
Sağdaki kule, Julia Sancta olarak isimlendirilen Roma dönemine ait bir kule. Sağdaki Selçuklu yapısı olanın ise, alt tarafı antik döneme ait.
Antalya’nın Atteleia Olarak Anıldığı Devirler ve Kentin Çiçekleri
Antalya tarihinde önemli bir yeri olan ve kente ismini veren Bergama Kralı II. Attolos’un kenti, Roma döneminde Akdeniz’deki Roma donanma üslerinden biri olarak da hizmet veriyor ve şehirde hareketli bir yaşam devam ediyordu.
İşte bu dönemlerde Roma İmparatoru Hadrianus‘un kenti ziyaret etmesi, kentin önemini artırdığı gibi gelişmesine de büyük katkı vermiş.
Hadrianus’un Attaleia kentini ziyareti onuruna yapılan Roma Zafer Takı görünümündeki üç kemerli kapı aynı zamanda nefis detaylar içeriyor.
Hadrianus Kapısı‘nın tavanları, Antalya‘da yetişen çiçek ve meyve kabartmaları ile süslü. Her kemer içinde 66 adet olmak üzere; birbirinden ayrı 198 adet Antalya’da yetişen çiçek ve meyve çiçeklerinden kabartmalar mermer taşa resmedilmiş.
Ancak zamanla yıkılan ve zarar gören kapının 1961-1962 yıllarında ilk görünümüne kavuşturulması amacıyla yapılan restorasyon sırasında eksik olan parçalar tamamlansa da, bu kısımlarda çiçek motifleri işlenmeden bırakılmış.
Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nden Antalya Notları
Ünlü seyyah Evliya Çelebi, Seyahatnamesi’nde Antalya Kalesi‘nin kapılarını şu satırlarla anlatmış; “Cümle halk bu kapıya muhtaçtır. Diğer üç kapı liman tarafına işler. Büyük liman kapısından limana kırk taş basamakla inilir. Güneye bakan bir kapıdır. Limanın Ova Kapısı doğuya bakar. Bu kapının beyaz mermer üstüne Frenkpesene (yabancılara ait) bir derviş tasviri yapmışlardır. Bu tasvirin başucunda üç satır Yunanca yazılıdır.(…) Gümrük Kapısı buna yakındır. Gayet küçük bir kapıdır. ve güneye bakar. Ve Gümrükhane bu kapının iç yüzündedir. Ve dört kapı taşra hisar kapılarıdır ki, büyük kapılardır. Bu dört kapıdan başka şehir surlarının ayırdığı mahalleler içinde 22 küçük kapısı daha vardır.”
Günümüzde de ülkenin en önemli çiçek yetiştirilen bölgelerinden olan ve çiçek konulu botanik Expo’nun gerçekleştirildiği Antalya, Hadrianus Kapısı‘nın bu özelliğini bugüne kadar pek de duyuramamışa benziyor.
Ayrıca kapının yaya geçişi olarak kullanılan bölümünde eskiden cam yapılı bir köprü, antik taşların üzerinden geçiyor ve camlardan burası görülebiliyor herhangi bir zarar da gelmiyordu. Son dönemde bu kaldırıldı ve bu taşların üzerinde yürünüyor. Mantığı nedir anlamak zor.
Antalya Hadrianus Kapısı’na Kavuşuyor
Hadrianus Kapısı korunabilmiş diyoruz ancak hep de böyle ortada değilmiş tabii ki!
Şehir savaş yıllarında dışarıdan duvarla örülerek burası kapatılmış. Yani 1892 yılında Turhan Paşa tarafından kazdırılıp ortaya çıkarılıncaya kadar toprak altında kalmış.
Sonrasında konuya ilgi gösterenleri destekleyen Turhan Paşa zamanında orijinal sütunlar yerine kesme taşlar kullanılarak kapı kullanılabilir duruma getirilmiş. Bu kazılar sırasında kapı üzerinde bronzdan yapılmış altınla kaplanmış olan “İmparator Sezar Traian Hadrianus” yazıtı bulunarak İstanbul Arkeoloji Müzesi‘ne gönderilmiş.
İlk onarımlardan sonra Antalya Milletvekili Dr. Burhanettin Onat tarafından 1959 yılında, Antalya’daki diğer bazı tarihi eserler ile birlikte Hadrianus Kapısı‘nın restorasyonu için de Büyük Millet Meclisi’nden ödenek çıkarılmış ve Hadrianus Kapısı, 1961- 62 yıllarında restore edilerek inşa edildiği yıllardaki görünümüne kavuşturulmuş.
Kapının üzerinde bugün izleri kalmamış olan ikinci bir kat daha varmış. Bunun üzerinde İmparator Hadrianus’un bir heykeli bulunuyormuş.
Roma İmparatorluğu’nun en kuvvetli olduğu devirlerde, uzun barış devresi (Pax Romana) sayesinde, kent kapılarının bir savunma unsuru olmaktan çıkarak bir abide ve simge haline dönüştüğüne Hadrianus Kapısı en iyi örneklerden biridir.
Günümüzde Roma İmparatoru Hadrianus’un ismini taşıyan ve Antalya‘nın simge eserlerinden biri olan bir yapının, orjinalinde bulunan İmparator Sezar Traian Hadrianus heykeli neden eklenip bu şaheserin görünümü daha da zenginleştirilmez hiç anlayamıyoruz.
Roma İmparatoru Hadrianus Kimdir?
Hadrianus, günümüzde İspanya’nın Sevilla şehri yakınlarında bulunan İtalica’da milattan sonra 24 Ocak 76 yılında soylu bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş.
Akrabalık bağları bulunan İmparator Traian döneminde fetihlere katılmış, genç yaşlarda Roma İmparatorluğu’nda çeşitli valilik ve konsüllük görevlerinde bulunmuş. İmparator Selinus’da 117 yılında ölürken yerine Suriye Valiliği yapan Hadrianus’u atamış. O da daha senato kararını beklemeden ordunun da isteği üzerine kendisini İmparator ilan etmiş.
“Pater Patriae” (Vatanın Babası) onur unvanı taşıyan Hadrianus, gerçekleştirmek istediği reformlar için milattan sonra 121-125 ve 128-133 yılları arasında olmak üzere iki büyük seyahat yapmış. İlk seyahatinde İspanya üzerinden Fas’a oradan da Anadolu‘ya (M.S. 123, Anadolu’da iki yıl kalıyor) giden imparator, Trakya üzerinden Roma’ya dönmüş.
İkinci seyahati ise birincisinden daha uzun sürmüş. Seyahat sırasında beş yıl Roma’dan ayrı kalan İmparator Hadrianus, bu seyahatinde önce Atina’ya, oradan Anadolu’ya ve Antalya’ya (Pamphylia, Cappadocia,) oradan Suriye üzerinden Arabistan ve Mısır’a gitmiş.
Seyahatler sonrası Roma’ya dönen başta suikast korkusu nedeniyle psikolojik sorunlar yaşayan İmparator Hadrianus, 10 Temmuz 138 yılında Baiae’de tüberkülozdan hayata veda etmiş.
Roma İmparatoru Hadrianus’un mezarı, Tiber nehri yanında bulunan Hadrian Mauseleum’undadır. (Moles Hadriani).
Antalya Surlarında Bulunan Kitabeler
Hadrianus’un hükümdarlığında Asya komutanlığı yapmış ve bu görevde başarılı olmuş Sezar’ın oğlu Antonius 7 mart 161 yılında ölmüş ve onun adına methiye yazılarak Antalya Surları’na bu methiye yerleştirilmiş. Bu yazıtta şunlar yazılıdır: “İmparator Sezar, Tanrı Hadrianus’un oğlu tanrı Traian Partikos’un oğlu tanrı Neron’un torunu Tito Ailio Hadrianus saygıdeğer Antonius görevinde büyük başarılar göstermiştir. Meclis ve halk bunu onaylamaktadır.” Antalya surlarında bulunmuş olan başka bir yazıtta da şunlar yazılı “İmparator Sezar Tanrı Traian Partikos’un oğlu Tanrı Nero’nun torunu Traian Hadrianus, saygıdeğer Olymposlu vatanın babası, dünyanın kurtarıcısı meclis ve halk bunu onaylamıştır.”