Narlıkuyu, Silifke – Mersin karayolunun yaklaşık 20. kilometresinde sahil kenarına kurulmuş küçük bir balıkçı köyü.
Balık restoranlarının bu güzel sahili kapladığı ve üç güzeller mozaiği ile ünlü küçücük bir belde olan Narlıkuyu gezisi için de birkaç detay anlatmakta fayda var.
Narlıkuyu Molası
Narlıkuyu, yol üzerinde bir nokta olmasına rağmen aslında gizlenmiş bir konumu var. Yani dikkat etmediğinizde geçip gidebilirsiniz. Aslında buranın bugünkü halini gördüğünüzde “keşke biraz daha gizlenseymiş” diyebilirsiniz!
Narlıkuyu gerçekten cennetten bir köşe olacakken küçücük beldeye açılan balık restoranlarına yığılan Cennet ve Cehennem ören yerlerine gelen kalabalıklar, Narlıkuyu‘yu öyle bir hale getiriyorlar ki, her gördüğümüzde daha da kötüye gidiyor gibi.
Kış aylarında ziyaret etme fırsatını yakaladığımız Narlıkuyu öylesine güzel, huzurlu ve keyif dolu idi ki, yazın en sıcak günlerinde boğucu kalabalığın ardında bıraktığı çöpler ile karşılaştırmak imkansız.
Sanki ikisi de bambaşka yerler.
Narlıkuyu‘nun restoranlarının çevirdiği sahili dolduran suyun, belki de Akdeniz‘in en soğuk suyu olduğunu söylüyorlar.
Aslında buradaki berrak su, yeraltından gelen bir akarsuyun denize döküldüğü nokta. Cennet ve Cehennem obruklarının ziyaretlerinde anlatılan Cennet Obruğu‘nun içinde duyulan ses de bu nehire ait.
Bu serinletici koyda denize girmek için küçücük alanlar bulunsa da, soğuk bir suyu tercih etmek kimi zaman çok iddialı bir durum olabiliyor. Ama yine de suyun kıyısında kurulu restoranlarda masanızda balığınızı yerken, suyun serinliğini hissederek suda yüzen balıkları görmeniz mümkün.
Üç Güzeller Mozaiği
İşte bu noktada eskiden kurulmuş olan bir hamamın zemin mozaikleri, üzeri kapatılarak müze haline getirilen küçük binada sergileniyor.
İsmini mitolojide yer alan ve “üç güzeller” olarak tanımlanan Aglaia, Thalia ve Euphrosyne‘den alan ve onları betimleyen mozaik, oldukça iyi bir durumda hamamın bir bölümünden kalıntılar ile sergileniyor. Kazının neden daha fazla yapılmadığını anlayabilmiş değiliz.
Narlıkuyu, Roma döneminde küçük bir liman olarak görev yapan ve ismi “Porto Calamie” olarak anılan bir yermiş. O dönemde de çekiciliğini liman, hamam, vaftizhane gibi özellikleriyle sürdürüyormuş.
Narlıkuyu‘ya kadar gelmişken, yaklaşık 2 kilometrelik bir asfalt yol ile Cennet ve Cehennem ismi verilen obruklara ulaşabilir ve yine aynı noktada bulunan Astım Mağarası’nı ziyaret edebilirsiniz.
Restoranların fiyatlarının da özellikle yöreye göre yüksek olduğunu belirtmek gerekiyor.