Nysa Antik Kenti, Aydın’ın Sultanhisar ilçesinde, Mesogis Dağı’nın (Cevizli) eteklerinde zeytin bahçeleri ve doğal güzelliklerle çevrili yüksek bir konumda yer alıyor. Kendi aracınızla ulaşım oldukça kolay, ancak Nysa, antik dönemde de yoğun olarak kullanılan bir anayol üzerinde yer alıyordu. Anadolu’nun iç bölgelerinden gelen antik yollar, Nysa’dan geçerek Karia (Muğla ve çevresi) ve İonia (İzmir, Aydın ve çevresi) bölgelerine ulaşıyordu. Dolayısıyla Nysa, hem antik dönemde hem de günümüzde önemli bir ticaret ve ulaşım merkezi olmuştur.
Antik Dönemde Nysa Kenti
“Akarsu çağıltılarıyla dolu, güleç bir ülke; bitek vadileri, dağlarını örten yüzyıllık ormanları, kıyıları olan bir ülke… Bu ülke bir zamanlar Yunanlıların oldu, burada kentler kurdular, tepelerini tapınaklarla taçlandırdılar, tez canlı micazlarıyla durmaksızın kentin havasına canlılık kazandırdılar.”
“Bildiğimiz hiçbir ülkeye gökyüzü, mevsimler böylesine lütufkâr olmamıştır.” Herodotos
“Ege kıyısında kışlar Yunanistan’da olduğundan ılık, yazları meltem orada olduğundan süreklidir, toprak daha verimlidir. Ortalama 45-50 santim yağışla ürün alınır. Meyve boldur, özellikle incir için buradakinden uygun hava olmadığı söylenir. Zeytinlikler, bağlar ülkesidir; hızla akan nehirlerin yukarısındaki tepelerin yamaçları ormanlarla kaplıdır.”
Antik yazar Herodotos’un betimlediği gibi, Nysa Antik Kenti, zeytinliklerle dolu güzel bir bölgeye kurulmuştur. Ege kıyısındaki ılıman iklimi, verimli toprakları ve bol meyve çeşitliliği ile dikkat çeken bu kent, özellikle incir ve zeytinlikleri ile ünlüdür. Nysa, Roma döneminde mimari ve mühendislik alanında önemli bir yer tutmuş, kentin topografyasına uyumlu yapıları ile dikkat çekmiştir.
Strabon’un Gözüyle Nysa
Nysa Antik Kenti’ni gezerken, kentin ünlü antik yazarı Strabon’un eserlerini okumanızda fayda var. Strabon, Nysa hakkında şunları yazmıştır:
Strabon; “Nysa, Mesogis Dağı’nın yanındadır, büyük bir kısmıyla dağın meyillerine yayılmıştır ve çifte kenttir. Sel akıntısından meydana gelmiş bir boğazla ikiye ayrılmıştır ve bir yerdeki köprü iki kenti birleştirir. Kentin bir tarafında, sel sularının akması için yer altından gizli bir kanalı olan, bir amfi tiyatroyla süslenmiştir. Tiyatronun yanında iki tepe vardır. Birinin eteğinde gençler gymnasion(eğitim alanı)’u diğerinkinde ise Pazaryeri ve daha büyükler için gymnasion bulunur. Ova, Tralleis (Aydın)’te olduğu gibi güneye doğru uzanır.” şeklinde betimlemiş.
Nysa Antik Kenti Gezisi
Nysa Antik Kenti’ne girişte sizi kentin iyi korunmuş tiyatrosu karşılıyor. Yaklaşık 10 bin kişilik kapasitesi ile dikkat çeken bu tiyatro, kentin en kalabalık döneminde nüfusunun 60-70 bin kişiye ulaştığını gösteriyor. Tiyatronun akustiği ve sağlamlığı büyüleyici. Tiyatronun sahnesindeki süslemeler ve kabartmalar, kazı çalışmalarında açığa çıkarılmış ve Aydın Müzesi’nde sergilenmektedir.
Tiyatronun en üst basamağına çıktığınızda kenti daha rahat kavrayabilirsiniz. Karşınızda, geçmişte son derece heybetli bir yapı olan Stadion bulunuyor. Vadinin iki yakasında kısmen korunmuş olan oturma sıraları, topografyaya uygun olarak inşa edilmiştir.
Nysa’nın Planlı Yapısı
Nysa Antik Kenti, “Hippodamik” yani ızgara planlı bir kenttir. Birbirine paralel ve dik kesen cadde ve sokak sistemi, kentin gezi güzergahında hemen göze çarpıyor. Bu planlı yapılar, günümüz şehirlerine örnek olabilecek nitelikte.
Kütüphane ve Diğer Yapılar
Nysa Antik Kenti’nin meşhur kütüphanesi, Efes Celcus Kütüphanesi’nden sonra Anadolu’nun en iyi korunmuş kütüphanesidir. Çok fazla tahribat görmüş olmasına rağmen, MS 130 yıllarına ait bu kütüphane günümüze kadar ulaşmıştır.
Nysa’yı gezerken, asfalttan bir köy yolu kentin ortasından geçiyor ve bu yolun sonunda yaşlılar meclisine (gerantikon) ve sütunlu caddeye ulaşıyorsunuz.
Zeytin Ağaçları ve Ümidin Hikayesi
Nysa Antik Kenti’nde her yanı zeytin ağaçlarıyla kaplı bu zorlu coğrafyada gezmek, tarih ve doğanın iç içe geçtiği bir yolculuğa çıkmak demektir. Eski Ahit’te yer alan bir efsane, Hazreti Nuh ve tufandan bahseder. Tufanın ardından Nuh, suların çekilip çekilmediğini anlamak için bir güvercin salar. Güvercin, ağzında yeni koparılmış bir zeytin yaprağı ile geri döner. O günden bu yana zeytin ağacı, ümidin ve barışın simgesi olmuştur.
Seleukeia Antik Kenti gezisi hakkındaki yazımı buradan okuyabilirsiniz.
Nysa Antik Kenti’nde tarihin derinliklerinde bir yolculuğa çıkmak isteyenler için bu yazımızda detaylı bir rehber sunuyoruz. Daha fazla gezi önerisi ve seyahat ipuçları için kesfet.tv‘yi ziyaret edin! Nysa, tarihi ve doğal güzellikleriyle keşfedilmeyi bekliyor.
BU NYASA Antik kentinin Şarap Tanrısı olan Dionysos ile bir bağlantısı da var sanırım Onun da yazılması gerekir diye düşünüyorum… Bana efsane çok ilginç geldi..