Portofino, belki de sadece melodileri yüzünden sihirli bir hikayeye sahip. İtalya‘nın en güzel köşelerinden biri olan Portofino hikayesinin özeti şöyle; Bir adam güzel bir aşk şarkısı söyler. Şarkı öyle çok beğenilir ki, bütün dünya o şarkıda anlatılan hikayenin geçtiği yere akın eder..
Sahi bütün olay bu kadar mıdır gerçekten? Öyleyse dilerseniz biraz daha detaylandıralım.
Portofino’nun Hikayesi
Portofino isimli bu güzel kasaba, İtalya’nın sahil şeridinde yer alan çok sayıda nefis koydan birinde yer alıyor. İşte 1950’li yıllarda bu kasaba sadece güzelliği ile değil, barındırdığı birçok özellikle de bir adım öne çıkmaya başlamış.
Portofino İsmi Nereden Geliyor?
Tarihi Roma dönemine kadar giden ve aslında doğal korunaklı bir liman olan bu balıkçı köyü, hakim olduğu koyun yunus balıkları ile dolu olmasından dolayı Romalılar zamanında “Portus Delphini” ismiyle anılmış.
Sonrası için de -kesin bir bilgi olmasa bile- şöyle devam ediyor bazı kaynaklarda; “Zamanla değişen Portus Delphini ismi, italyancada “Son Liman” anlamına gelen “Portofino” halini aldı”
Aklınızdaki taşlar sanırım yavaş yavaş yerine oturuyordur artık. Bizim daha çok, kıyıya vuran dalga sesleriyle başlayan ve Vittorio Paltrinieri yorumuyla dinlediğimiz aynı isimli şarkısıyla ünlü olan Portofino’dan başka bir yer değil burası.
Portofino, yazının hemen başında bir cümleyle aktardığımız öyküsü sayesinde, her yıl milyonlarca insanı kendisine çekiyor.
İlk defa 1959 yılında söylenerek kayda alınan bir şarkının, yaklaşık altmış yıldır bu kadar insanı dünyanın dört bir yanından Portofino’ya getirdiğini söylemek aslında oldukça basit olur!
Bu nedenle dilerseniz biraz daha kurcalayalım.
Şanslı Olan Şarkı mı Yoksa Portofino’mu?
Şarkının yapıldığı tarihlerde, yakın geçmişte dünya savaşından büyük yıkımlarla çıkmış olan ve insanların uzun zamandır neredeyse unuttukları aşk, romantizm gibi duyguları itekleyen film ve müzik gibi akımların peşinden koşmaları, dönemin yaşam biçimi haline gelmiş.
Yeniden yükselişe geçen “gösterişli hayatlar” Hollywood filmleriyle de pompalanınca, dünyanın psikolojisi adeta normale dönmeye başlamış. Anlayacağınız başarının temel şartlarından biri olan “Doğru Zaman” kendiliğinden ayağa kadar gelmiş!
Sadece doğru zaman mı? O tarihlerde, günümüzdeki kadar yaygın olmasa bile dünya üzerinde birçok kişi tarafından konuşulan İngilizce yerine İtalyanca olan ve içinde sadece nakarat kısmının ilk dizesi, yani “I found my love in Portofino..” kısmı dışında İngilizce bir kelime dahi barındırmayan bir şarkı adeta dünyayı sallamaya başlamış.
Hakkında hala pek bir şey bilinmeyen Vittorio Paltrinieri isimli şarkıcı, Leo Chiosso, Fred Buscaglione’nin sözlerini yazıp bestelediği bir şarkıyla, Portofino’da bulduğu aşkı dünyaya aktarmaya başladığında; Portofino, dünyada milyonlarca kişi için -zamanın şartlarında Google da olmadığından- böyle bir yer gerçekten var mı, yok mu? diye bile bilinmeden, ünlü bir destinasyon haline gelivermiş. Yani Portofino adeta şanslı doğmuş!
Dünyanın Gözdesi Portofino
Ancak Portofino’nun büyüsü şarkının süresi kadar kısa olmadı. Bu küçücük kasaba, eline gelen şansı öyle iyi kullandı ki, sanki sihir de bundan sonra başladı.
Dünyanı sarsan şarkıdan sonra en ünlü sinema yıldızları, şarkıcılar, top modeller, kraliyet aileleri üyeleri ve dünya jet sosyetesinin önde gelen isimleri Portofino’yu ziyaret etmeye başladılar.
Greta Garbo’dan Humprey Bogart’a, Elizabeth Taylor’dan Clark Gable’a, Madonna’dan Beyonce’ye, Antonio Banderas, Cindy Crawford, Naomi Campbell gibi dönemlerinin en ünlü isimleri Portofino’da zaman geçirip, arkalarında yüzlerce gazeteci ve televizyoncuyu da buraya sürüklediler.
Bu isimlerin ve daha nicelerinin her fotoğrafında Portofino, arka fon olarak yer aldı ve ününe ün kattı. Sonunda dünyanın her yerinden insanlar akın akın Portofino’ya gelmeye başladı. Düşünsenize.. Henüz daha instagram bile yokken hem de!
Portofino’da Zamanın Durduğu An
Bizim bildiğimiz, normal şartlarda bundan sonra kasabaya olan ilginin artmasıyla birlikte Portofino’nun dağının taşının altın haline gelmesi gerekiyordu.
Aslında ilgi ve değer bakımından da Portofino altından bile değerli hale de geldi. Ama dedik ya; Portofino’nun büyüsü şarkı kadar kısa olmayacaktı! Onların da tercihi, işte tam bu sırada zamanı durdurmak oldu! Portofino o günden sonra neredeyse olduğu gibi kaldı.
Portofino’da gezerken bir Clark Gable fotoğrafına denk geleceksiniz. Ben de onu gördüğümde bir fotoğrafa, bir de etrafıma bakmaya başladım.
Fotoğrafta yazan tarih 1953 ve benim oturduğum kafe de dahil olmak üzere neredeyse etraftaki hiçbir şey değişmemiş! Buna o kadar şaşırdım ki, diğer resimlere bakmaya başladım. Tabelaları bile aynı kalan yerler var. Hani biraz zorlasak, resimdeki insanlar bile aynı kişilermiş gibi görünmeye başlayabilir! Ancak o resimdeki insanları göremememin nedeninin geçen onca yıl değil, o yıllarda Portofino’da olan nüfusun günümüzde yarı yarıya azalmasından kaynaklandığını öğrendim!
Portofino’nun Talih Kuşu
Düşünsenize, kasabaya bizim coğrafyamızdaki tabirle “talih kuşu” konuyor. Herkes buraya akın ediyor, ekonomi canlanıyor ama yaşayanların bir kısmı orayı terk ediyorlar.
Sonradan yapılan bina sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Tabii ki dünyanın en zenginlerine hizmet vermek için en ünlü markaların açtıkları dükkanlar da bulunuyor bu küçük kasabada. Ama inanın eğer onları aramıyorsanız gözünüze bile çarpmıyor.
Portofino’nun yıldızının parlamaya başladığı yıllarda varolan ve kasabaya ulaşımı sağlayan tek yol, aynı şekil ve boyutlarıyla “genişletilmeden” sadece bakımı yapılarak korunuyor.
Kasaba merkezine çeşitli dönemlerde kontrollü şekilde araç alınıyor ve çıkan araç kadar aracın girmesine izin veriliyor. O araçlarda sadece belirlenen yere kadar ulaşabiliyorlar.
Konaklamak için sayılı ve pahalı seçenekler bulunuyor. Gecelik konaklama fiyatları yüksek sezonda -O da eğer önceden rezervasyon yaptırarak yer bulabilirseniz- başka yerlerde haftalık ödeyeceğiniz rakamlara denk geliyor.
Bütün bunlara rağmen hem gündüz hem de gece Portofino’dan kalabalıklar eksik olmuyor.
Çünkü Portofino’nun hemen yakınlarında bulunan Rapallo veya Santa Margherita Ligure isimli iki kasaba, bölgeye gelenlerin konaklama, yeme içme ve tatil ihtiyaçlarını yeterince karşılayacak altyapılara sahip. Buralarda konaklayan kalabalıklar, bahar ve yaz aylarında teknelerle yaklaşık 20 dakikalık bir yolculuk yaparak Portofino’yu diledikleri gibi yaşayabiliyorlar.
Bir o kadar kişi de yürüyerek Portofino’yu ziyaret ediyor. Hiç kimse de bu kalabalıklar için; ne sezonda sayısı artırılmış seferler organize ediyor ne de başka ulaşım çözümleri sunuyor.
Asıl medeniyet galiba var olana sahip çıkmakta yatıyor. Portofino, İtalya seyahatlerine başka başka anlamlar katıyor.
İşte o yüzden burada, aynı yerlerde ve aynı hislerle hala aynı şarkı söyleniyor..
“I found my love in Portofino..”
Portofino’nun hikayesi işte böyle bir şey..