Sicilya, konumu coğrafyası ve hikayeleriyle her zaman çekici gelen noktalardan biri. 25 bin kilometrekarelik yüzölçümü ile Akdeniz’in en büyük ve 5 milyondan fazla nüfusu ile de en kalabalık adası olan Sicilya, her ne kadar özerk bir statüde olsa da, aslı tabii ki İtalyandır. İşte bu İtalyan asıllı Akdeniz adası Sicilya gezilecek yerler bakımından da oldukça etkileyici. Palermo ve Katanya Sicilya’nın en büyük iki kenti olmasına rağmen Etna Yanardağı manzaralı güzeller güzeli, tarih dolu ve romantizmin simge şehri Taormina ise büyüleyici.
Taormina Sicilya’nın En Güzel Köşesi
Goethe “Cennet Parçası” olarak tanımladığı Sicilya için söylediği “Sicilya’yı görmeden İtalya‘yı anlamak mümkün olmaz” sözünü Taormina’da söylemiş ve buraya “İtalya’nın Anahtarı” tanımını yapmış.
Tauro Dağı ismi verilen tepeye kurulu Taormina, ismini de bu tepeden alıyor. Taormina’ya, Etna Yanardağı tarafından denize doğru inerek gelirseniz, size etkileyici bir manzara eşlik edecek.
Böyle bir manzarayla birlikte yol alınca, tabii ki Taormina için beklentiler de artıyor. Ancak Taormina, size hiç bir hayal kırıklığı yaşatacak bir fırsat bırakmıyor. Sizi öylesine sıcak karşılıyor ki, gittiğiniz hiç bir şehir bu kadar aklınızda kalmıyor.
Taormina, küçücük bir İtalyan şehri aslında. Kente girilen iki kapı arasında aslında “kısacık” olan ancak bu şehir için “uzunca” sayılabilecek bir yol var.
Bu yolun etrafında enfes bir şekilde süslü balkonlara sahip, eski ama bakımlı ve modern evleri ile onlarca ara sokak bulunuyor. Birkaç küçük meydan, harika korunmuş ve müthiş bir manzaraya sahip olan antik tiyatro ve lezzet dolu dükkanlar.
İşte Taormina sadece bu kadar anlatılabilir. Ama gerçekten sadece bu kadar mı?
Taormina’nın Kapılarından Girince
Taormina’nın içine girmek için şehrin iki kapısı var demiştik. İşte bunlardan biri Messina tarafında yer alıyor ve ismi Porto Messina yani Messina Kapısı.
Porto Messina kapısı önünde aracınızdan inip şehre girdiğinizde eski bir kent dokusu olağanüstü bir huzurlu ortamda alıp sarmalıyor sizi. Bu kapının girişini biraz da bizim Antalya–Side‘nin giriş kapısına benzettim. Ama girdikten sonrasını değil. Side bir Taormina’nın lezzetini maalesef vermiyor. Keşke Side’de aynı Taormina gibi öylece kalabilseymiş.
Porto Messina dışında diğer tarafta kalan kapı ise Katanya tarafında olduğundan bu kapıya da “Porto Catania” yani Katanya Kapısı ismi verilmiş.
İşte bu iki kapı arasında uzanan yolun yani trafiksiz caddenin ismi de “Corso Umberto”. Dükkanlar, kafeler, seyir teraslı enfes restoranlar ve manzaralı meydanlar.. Yani anlayacağınız Taormina’nın birçok özel noktası bu cadde üzerinde. Adeta belirli saatlerde hayat burada dönüyor diyebiliriz.
Porto Messina kapısından girdiğinizde yolu dümdüz takip ederseniz, Corso Umberto’yu takip ederek Porto Catania’ya ulaşacaksınız.
Taormina’nın Gezilecek Yerleri
Ancak Corso Umberto üzerinden devam etmeden önce, bir köşesinde 16. yüzyıl eseri olan Santa Caterina Kilisesi ve 11. Yüzyılda Arap döneminde yapılmış olan Corvaja Sarayı gezilecek yerler arasında bulunuyor.
Bu iki yapının açıldığı küçük meydandan sola doğru yönelirseniz de Taormina Antik Yunan Tiyatrosu’na giden yola giriyorsunuz. Kısa bir yürüyüşle ulaşacağınız antik tiyatro girişi ücretli olmasına rağmen uğranılması gereken noktalardan biri.
Çünkü bu tiyatronun içinde adeta bir masal dünyasından görüntüler var. Tiyatronun, -zaman içerisinde onarımlar görse de- orijinal konumu ve yapısı ile karşısına aldığı ucundan dumanının tütüşüne şahit olduğunuz Etna Yanardağı’nın manzarası, tam sahnenin arkasında kalıyor ve izleyenleri hayallere sürüklüyor.
Tiyatronun yapımı helenistik dönemde başlamış ancak Romalılar tarafından bitirilmiş. Yine de Yunan tiyatrosu olarak anılıyor.
Tiyatronun yorucu merdivenlerinden yukarıya doğru çıkarsanız, manzaranın sadece Etna Yanardağı’ndan ibaret olmadığını görüyorsunuz.
Çünkü tiyatronun sırtını dayadığı taraf iyice yüksekte kalıyor ve yamaçların altında masmavi Akdenizin muhteşem görüntüsü sizi karşılıyor. Hava burada sanki çok daha sıcak. Ama bu manzaraya baktığınız noktada nefis bir de esinti var. Bu yamaçlardan aşağı doğru inerseniz yani “Via Bagnoli Croce” yi takip ederseniz, Taormina’nın enfes bahçelerini seyredebilir ve çiçeklerin aralarında dolanabilirsiniz.
Antik Tiyatro’ya geldiğiniz aynı yoldan geri dönerek Corso Umberto’yu gezmeye başlayabilirsiniz.
Taormina’nın bu güzel caddesinin tadı yavaşça yürünerek çıkarılıyor. Porto Catania’ya doğru yürürken sağ tarafınızda kalan sokaklar, hep yokuş yukarı çıkmanız gereken ve çoğunlukla bir yerde önü kayalarla kesilen çıkmaz sokaklardan oluşuyor. Sol taraftakiler ise dar, merdivenli ve yokuş aşağı.
Manzaraları ve sokakları çevreleyen evler harika görünüyor. Taormina’ya geldiğinizde bütün bu sokaklara girip çıkın. Her sokakta sürpriz görüntüler var. Balkonların müthiş keyifli süslemeleri dikkat çekici. Çiçekler her yerden aşağılara sarkıyor. Balkonlarda kötü ruhları kovduğuna inanılan insan başı heykeller asılı. Burası gerçekten harika bir yer!
Corso Umberto üzerinde yürürken yol doğanın şekillerine göre hafifçe kıvrılıyor. Kısa bir süre sonra ulaşacağınız meydan Piazza 9 Aprile. Buraya bayılacaksınız!
Piazza 9 Aprile öyle bir Taormina manzarasına sahip ki, bu manzara yüzünden Torre Dell Orologio isimli saat kulesi ve birçok kafe ile hemen meydanın bir yanında duran San Giuseppe Kilisesi’ni bir süre farkedemiyorsunuz.
Burada manzara eşiliğinde bir süre Akdeniz’e bakıp soluklanmak en iyi fikir! Yürümeye devam ederseniz yine kısa bir süre sonra İtalya’nın birçok yerinde olan meydanlarla aynı ismi taşıyan Piazza Duomo’ya yani katedral meydanına geliyorsunuz.
Burada 1600’lü yıllarda yapılmış katedral ve meydanla birlikte simge olan kafası at, kuyruğu denizkızı şeklinde bir çeşme var veç ok güzel görünüyor.
Taormina Katedral meydanından az daha devam ettiğinizde Katanya tarafından kalan şehrin diğer giriş kapısı olan Porto Catania’ya varıyorsunuz.
Bu sokakların güzelliğine öyle çok insan vurulmuş ve hayran kalmış ki, sanki her yerde onların da izleri var. Richard Burton’un Elizabeth Taylor ile aşkının en romantik duraklarından olan Taormina, Steinbeck’ten Sophia Loren’e, Woody Allen’a kadar birçok ünlünün de kaçış noktası olmuş.
Taormina küçük bir şehir olmasına rağmen, elbette sadece yürünerek kısa bir süre de bitecek bir yer değil. İtalya’nın Sicilya Adası’nın gözbebeği olan bu enfes tatil beldesi, aynı zamanda denize girmek isteyenlere de harika fırsatlar veriyor.
Porto Messina kapısından çıkıp Via Pirandello’yu takip ederseniz bir teleferik istasyonu göreceksiniz. Buradan deniz kıyısında bulunan Mazzaro bölgesine kısa bir teleferik yolculuğu yapabilirsiniz.
Teleferikten inip karşınıza çıkan alt geçitten direkt olarak plaja ulaşıyorsunuz.
Burada kısa bir sahil yürüyüşü yaptığınızda Isola Bella adası da tam karşınızda duruyor olacak. Ada dememe bakmayın. Bir kaya parçası gibi ve incecik duran kaya ve kum karışımı yoldan yürüyüp geçebileceğiniz bir yer.
Taormina’ya giden herkesin tattığı Cannoli için de en iyi Cannoli’yi yiyebileceğiniz ünlü ve tarihi dükkan olarak Roberto’nun mekanı önerimizdir..
Bilgisayari su an da kapatip, ceketi alip isten cikasim ve buraya gidesim geldi Erkut…Eline , diline ve gozune saglik 🙂
Teşekkürler Onur. “İlham verici” yorum nasıl yazılır diye sorarlarsa senin yorumunu göstericem. 🙂 okuyunca yola çıkasım geldi benimde! Teşekkürler tekrar!