Şuna benzer bir şey yazar Eski Ahit’de.. “Büyük tufan sonrası Nuh Peygamber gemiden bir güvercin salar ve güvercin bir süre sonra ağzında bir zeytin dalı parçasıyla döner..”Zeytin Ağacı’ndan bir dal parçasından bahseder.
Kadim Zeytin Ağacı
Yunan mitolojisine göre Deniz Tanrısı Poseidon ile Bilgelik Tanrıçası Athena arasında bir şehir üzerine bir anlaşmazlık yaşanır. Baş tanrı Zeus da, bu anlaşmazlığı gidermek için ikisi arasında bir yarışma düzenler. İnsanlar hangisinin verdiği hediyeyi seçerse, buraya onun ismi verilecektir.
Poseidon üç dişli çatalını kayaya vurur ve denizlerden dört muhteşem at çıkarır. Bu atlarla dünyanın her yerine gider, ordular kurar, fetihler yaparsınız der. Athena ise mızrağını yere saplar ve zeytin ağacı çıkarır. “Bu ağaç yüzyıllarca yaşar, meyvesini yeşilken de siyahken de yersiniz. Meyvesinden yağ yapar, yağından ateş yakarsınız” der. İnsanlar Athena’nın hediyesini seçer. Şehire de onun ismi verilir. Athena olur..
Hazreti İsa peygamberin göğe yükseldiği yer olduğunda inanılan Kudüs’teki dağın adı Zeytindağı olarak isimlendirilir. Zeytindağı’nda bulunan onlarca zeytin ağacı hala ayaktadır.
Kuran-ı Kerim’de Tin Suresi şöyle başlar,
Bismillahirrahmânirrahîm,
1- Vettiyni vezzeytuni
2- Ve turi siyniyne
3- Ve hazelbeledil’emiyni
Türkçe’siyle
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın ismiyle,
1- Andolsun o incire, o zeytine,
2- Sinin (Sina) dağına
3- ve bu güvenli beldeye ki,
Zeytin ağacı binlerce yıl yaşar, çürüyüp öldüğünde dibinden sürgün verip yeniden dirilir. Ölümsüzlüğün simgesidir bu ağaç.
Bir de barışın simgesidir zeytin ağacı, zeytin dalı.. “Zeytin dalı uzatmak” barışmaya verilen isim olmuştur binlerce yıldır.
Krallar başlarına zeytin dallarından yapılmış taçlar takar ki, kendisinin barışın elçisi olarak bilinmesini isterler.
Bu kadar mı? Elbette değil!
Antik Yunan’da, Solon’un kanunları zeytin ağacı kesmeyi yasaklar.
Homeros, zeytinyağına sıvı altın benzetmesini yapar.
Eski Mısır’a zeytini işlemeyi öğreten tanrıça İsis’tir. Mısırlılar zeytinyağını arınmak için kullanır.
Daha çok fazla şey yazabileceğimiz zeytin ağacı simgesiyle, koca koca zeytin ağaçları topluluklarını kimi zaman bahanelere sığınıp topluca kesip yok ediyoruz ya.
Geçmiş yıllarda bir santral yapımı için çok fazla sayıda zeytin ağacı kesilen köyün muhtarının dediği gibi; “O zeytin, o zeytinyağı dile gelirde, beni niye kestin derse boğazlarından nasıl geçeceğine..” aldırmadan yapıyoruz ya.
“Kesmeseydik keşke..” denildi mi hiç bilmiyorum ama, belki de yıllar sonra Zeytin Ağacı nedir, ne değildir bir daha hatırlarız.
