Malta Valletta: Şövalyelerin Gözbebeği

Malta tarihi hakkında bilinmesi gerekenleri Keşfet.tv yazılarında bulabilirsiniz. Osmanlıların 1565 Malta Kuşatması, sadece dönemin en büyük deniz savaşlarından biri olmakla kalmadı, aynı zamanda Malta’nın bugünkü başkenti Valletta’nın doğuşuna da yol açtı. Bugün Avrupa’nın en iyi korunmuş tarihi kentlerinden biri olan Valletta, barok mimarisi, dar sokakları ve ihtişamlı binalarıyla ziyaretçilerini zamanda bir yolculuğa çıkarıyor.

Valletta İsmi Nereden Geliyor?

1530 yılında Malta Adası’na gelen St. Jean Şövalyeleri, bugünkü başkent Valletta’nın tam karşısında yer alan ve günümüzde Vittoriosa olarak bilinen Birgu şehrine yerleşti. Stratejik konumu sayesinde doğal bir savunma noktası olan bu bölge, uzun süre şövalyelerin merkezi oldu. Ancak Osmanlı’nın 1565 yılındaki Malta Kuşatması sırasında, daha yüksek bir noktada bulunan topların Saint Elmo Kalesi’ni yok etmesi, savunma stratejisinde yeni bir yapılanma ihtiyacını doğurdu.

Osmanlı ordusu, kuşatma boyunca ağır kayıplar verdi ve sonunda geri çekildi. Ancak bu saldırı, şövalyelere daha korunaklı bir şehir inşa etmeleri gerektiğini gösterdi. Şövalyelerin lideri Jean de Valette onuruna, adanın savunmasını güçlendirmek için yeni bir başkent kuruldu. İşte bu yeni şehre onun adı verildi: Valletta.

Valletta’ya Hoş Geldiniz!

Malta’nın başkenti Valletta, Avrupa’daki diğer başkentlere kıyasla oldukça küçük bir şehir. 1 kilometre genişliğinde ve yaklaşık 1,5 kilometre uzunluğunda olan Valletta, adeta bir açık hava müzesi gibi. Dar sokakları, cumbalı evleri ve taş yapılarıyla kendine özgü bir atmosfere sahip.

Şehrin giriş kapısı, Valletta’nın sembollerinden biri. Eski şehir kapısı zaman içinde yıkılıp yeniden yapıldı ve bugün modern bir tasarımla ziyaretçilerini karşılıyor. Kapının hemen dışında otobüs durakları bulunuyor, ancak şehre giriş yalnızca yayalara açık. İçeri adım attığınız anda tarihi bir zaman yolculuğuna başlıyorsunuz.

Upper Barrakka Gardens: Valletta’nın En Güzel Manzarası

Valletta’nın en etkileyici noktalarından biri olan Upper Barrakka Gardens, şehrin en güzel panoramik manzarasına sahip. Buradan Büyük Liman (Grand Harbour) ve Üç Şehirler (Three Cities) olarak adlandırılan Vittoriosa, Senglea ve Cospicua şehirleri muhteşem bir şekilde izlenebilir.

Bahçenin en dikkat çekici özelliklerinden biri, günümüzde turistlerin ilgisini çeken Selamlık Töreni (Saluting Battery). Burada her gün saat 12:00 ve 16:00’da, geleneksel kıyafetler giymiş bir görevli tarafından top atışı yapılıyor. Eğer denk gelirseniz, fotoğraf makinenizi hazır bulundurmayı unutmayın!

St. John’s Co-Cathedral: Valletta’nın En Değerli Hazinesi

Valletta’nın en önemli yapılarından biri, 1573-1577 yılları arasında inşa edilen St. John’s Co-Cathedral. Dışarıdan bakıldığında sade bir mimariye sahip gibi görünse de, içeriye adım attığınız anda muhteşem altın işlemeler, detaylı süslemeler ve görkemli tavan resimleriyle büyüleniyorsunuz.

Bu katedral, yalnızca bir ibadet yeri değil, aynı zamanda bir sanat galerisi gibi. Ünlü İtalyan ressam Caravaggio’nun ‘Vaftizci Yahya’nın Katli’ (The Beheading of St. John the Baptist) tablosu da burada sergileniyor. Katedralin zemini, şövalyelerin mezar taşlarıyla kaplı ve her biri muhteşem desenler ve kabartmalar içeriyor.

Giriş Ücreti: sorunuz (16:00’dan önce ziyaret etmenizi öneririz.)

Valletta’nın Tarihi Meydanları ve Sarayları

Misrah Ir-Repubblika (Cumhuriyet Meydanı)

Valletta’nın en hareketli meydanlarından biri olan Cumhuriyet Meydanı, kafeleri ve tarihi yapılarıyla şehrin sosyal merkezi konumunda. Meydanın ortasında Kraliçe Victoria’nın heykeli bulunuyor ve çevresinde Malta Ulusal Kütüphanesi gibi önemli yapılar yer alıyor.

Grandmaster’s Palace (Büyük Üstadlar Sarayı)

Şövalyelerin yönetim merkezi olarak kullanılan Büyük Üstadlar Sarayı, günümüzde müze olarak ziyaret edilebiliyor. İçerisinde şövalyelere ait zırhlar, tarihi goblenler ve Osmanlı Kuşatması’na dair belgeler sergileniyor.

Giriş Ücreti: sorunuz

St. Elmo Kalesi ve Ulusal Savaş Müzesi

Valletta’nın en uç noktasında yer alan St. Elmo Kalesi, Osmanlı Kuşatması sırasında büyük önem taşıyan bir savunma noktasıydı. Günümüzde Malta Ulusal Savaş Müzesi olarak hizmet veriyor ve içerisinde II. Dünya Savaşı’nda Malta’nın oynadığı kritik rol hakkında detaylı bilgiler sunuluyor.