“Tekirdağ’ın neyi meşhur?” diye sorulduğunda, köftesi, rakısı, tatlısı, kirazı, üzümü gibi “gurme” tadında cevaplar alırsınız. Oysa ki İstanbul’un yanıbaşında bulunan “sahilboyu” kenti Tekirdağ’da yeni keşfettiğim öyle güzel birşey var ki, yazmadan edemedim. Tekirdağ’da Yamaç Paraşütü!
Yamaç Paraşütü
Tekirdağ’dan çıkıp Kumbağ yolunu takip ederseniz, Kumbağ yerleşim birimleri sona erdikten sonra sanki birden çevredeki heryerin değiştiğini hissedeceksiniz. Çünkü tam da burada yolun sağını solunu kaplayan renkler göz alıcı olmaya başlıyor.
Dağlar ve deniz arasında sağlı-sollu çok keskin virajları olan ama aynı zamanda da çok keyifli olan bu yol sizi Uçmakdere Köyü‘ne kadar götürüyor.
Ancak biz Marmara‘nın kıyısında bulunan ismine de “cennet“ denilen Uçmakdere köyünü görmeyi bir sonraki sefere bırakıyoruz. Çünkü buraya geliş amacımız farklı! Eteklerindeki yolları geçmeye başladığımız ve antik dönemde Ganos, günümüzde ise Işıklar olarak adlandırılan dağların çevrelediği bu göz kamaştırıcı doğayı daha farklı açılardan görebilmek ve biraz da içine heyecan katıp, anlatacak bir hikayemiz daha olsun diye “yamaç paraşütü” yapmaya geldik.
Uçmakdere Yamaç Paraşütü İçin Bir Cennet
Önce üç atlayış noktasından biri olan 264 Metrelik Güney Tepe isimli noktadan hem atlayanları seyrettik hem de “uçan insanların” harika bir coğrafyadaki görüntülerini resimledik. Sonrasında ise araçlara binip denizin kıyısında bulunan ve uçuşları gerçekleştiren “Tekirdağ Yamaç Paraşüt Kulübü – Teyak” ‘ın iniş noktasına geldik.
Burada yamaç paraşütü yapacak olanların kayıt işlemleri gerçekleştiriliyor. Daha sonra Teyak minibüsü ile atlama pistine doğru yola çıkılıyor. Eğer birlikte olduğunuz ve uçmayacak bir arkadaş veya yakınınız varsa, siz uçarken o deniz kıyısında tam bir kamp alanı olan bu noktada hem sizin havada süzülüşünüzü seyredip fotoğraflayabilir hem de Teyak’a ait küçük büfeden kumların üzerinde çay, kahve ile minimum konforu yakalayabilir.
Teyak’ın yamaç paraşütü için kullandığı üç ayrı atlama noktası/pist bulunuyor. Bunların en yakını 264 metrede bulunan Güney Tepe pisti. Yüksek irtifa uçuşları için ise 600 metredeki Kuzeydoğu pisti ve 625 metredeki NişanTepe ana pistleri kullanılıyor.
Yamaç Paraşütü Deneyimi
Yamaç paraşütü -hiç yapmamış ve çekinenler için- geri adım attırıcı bir çok özellik barındırıyor. Öncelikle çekinceler arasında ön sıralarda bulunan “yükseklik korkusu” konusu var. Birçok kişi bu konuyu bahane edebiliyor. Ancak Teyak yetkilileri ve pilotlar, buraya yükseklik korkusuyla gelen birçok kişinin uçtuğunu ve uçuştan sonra “Yükseklik korkusu herhalde başka birşey” dediklerini söylüyorlar.
Buna bende katılıyorum. Yüksek irtifa sayılmasa da teknik gerektiren birçok tırmanış ve ekspedisyonda yer almama rağmen yenemediğim bir yükseklik korkusu bende de var. Üç katlı evimden sonra -eğer teçhizatsızsam, ki ev hali hep öyle oluyor!- herhangi bir yükseklikte bulunan biryerden aşağı bakmakta zorlanıyorum. Bu nedenle yamaç paraşütü konusunda bugüne kadar planlı olmasa bile kişisel bir “gecikme” yaptığımı kabul ediyorum.
Yamaç paraşütü atlama noktasına çıktığımda birden başıma taktığım kask, bacaklarıma ve belime bağlanan ipler ve kayışlar ile olayın pek dönüşünün olmadığını anlamaya başladım. Şaka bir yana bu ekipmanların bana güven verdiğini belirtmeliyim. Hani deyim yerindeyse, heryerden bağlandım ve sırtıma giydiğim keyif koltuğumla bir “Ninja Turtles” kıvamına ulaştım.
Pilot ile birlikte Tandem uçuş yapacağımız için artık bundan sonra yapmam gereken tek şey, pilotun talimatıyla 5- 10 adım hızlı bir şekilde koşmak. Eğer yamaç paraşütü yapmaktan hala çekiniyorsanız ikinci zorlanacağınız nokta burası. Çünkü son noktadasınız ve eğimli arazide birkaç adım sonra ayaklarınız yerden kesilecek. Hani deyim yerindeyse artık buradan sonra “Dönüş Yok!”
Sanki uçurumdan atladığınızı düşünebilirsiniz ama ilgisi bile yok. Çünkü sizin koşarak hareketlendirdiğiniz paraşüt, pilotun kontrolünde ve uçurumdan falan atladığınız da yok! Buna sadece “artık uçuyorsunuz” diyelim.
Yamaç Paraşütü Deneyimi
Evet yukarıda da belirttiğim gibi artık uçuyoruz ve geri dönüş yok! Bu nedenle artık önemli olan neler hissettiğimiz ve de aldığımız müthiş keyif. Bırakın gerisini..
Peki ben ayaklarım yerden kesildiği andan itibaren yani uçmaya başladığım anda neler hissettim?
Öncelikle uçmadan önce yağan yağmur ve uçacağımız sırada duran rüzgar nedeniyle birkaç gecikme yaşayan ve yapılan başarısız start denemeleri sonunda zor başlayan uçuş sırasında az önce yerde hiçbir belirtisi olmayan rüzgarın kulaklarımda sert bir şekilde uğuldaması çok ilginç geldi.
Pilot sadece rahat olmamı ve keyfini çıkarmamı söyledi. Ben de ona “Az önce koşarken ayakkabımın topuğuna bastığını ve ayağımdan çıkan ayakkabımın az sonra aşağıya düşeceğini” söyledim. Neyse ki uzanıp bir çırpıda giydim. Giyerken sağa sola dönmek de paraşüte hareket katıyormuş onu da öğrendim!
Gerçekten havada süzüldüğümde ilk hissettiğim şey ne yükseklik ne de heyecan veya korkuydu. Sadece rüzgarın sesiyle ağaçları sıyırarak denizin üzerine doğru hani kuşların o çok bildiğimiz dalışlarına benzer hareketler yaparak süzülmekten aldığım keyifti.
Senin aldığın keyif ve gösterdiğin rahatlığa göre pilot, ya sakin bir uçuş yapıyor ya da araya birkaç aksiyon ekliyor. Biz yeterince aksiyon tarafında gezindik.
Havadayken bir düşüncem de iniş sırasında neler olacağı ile ilgiliydi. Havada sorduğumda “hiçbir şey yok, yürür gibi konacağız” diye cevap almamın da etkisiyle kafamdan bu soruyu da attım.
Yamaç Paraşütü Deneyimi
Gerçekten rotayı ve takip etmeleri gereken şartları bilmemek bir ürperti verebiliyor. Çünkü bindiğiniz, ya da sizi tutan(!) “hava aracını” hiç tanımıyorsunuz. Ne kadar mesafede döner, hangi hızla yere yaklaşır, şu anda yaptıklarımız normal mi? gibi sorulara cevap alamamak harika(!) bir adrenalin yaratıyor. Siz önde sadece manzaranın keyfini çıkarıyorsunuz.
İnişe gelince; gerçekten de pilotun dediği gibi oldu. Hafif koşarak harika bir iniş yaptık. Ne uçtuğumu ne de indiğimi hatırladım bir an. Sanki hiç havada değilmişim gibi geldi hatta.
İşin bir güzelliği de, paraşütü toplama görevinin size ait olmaması!
Hiç durmayın. Eğer Trakya bölgesindeyseniz veya İstanbul’da yaşıyorsanız Uçmakdere’ye bir gününüzü ayırıp Teyak’ta gökyüzüne dokunun. Teyak’ın oldukça tecrübeli pilotları bulunuyor. Benim tandem yaptığım pilot “Ferdi Toy” gittiğinizde eğer oralardaysa, tavsiyedir!
Fiyat bilgileri, rezervasyon ve diğer herşey için;
+90 282 227 10 37
0533 314 39 93 (Kulüp Telefonu – Gsm)
0532 255 36 63 (Sadri Özel) numaralı telefonları arayabilir veya Teyak web sitesini ziyaret edebilirsiniz.
Yok bölgeye yakın değilim diyorsanız, elbette size yakın bir yerlerde yamaç paraşütü yapılıyordur. Geciktirmeden orada olun derim.