Ohrid Hakkında Her Şey

Makedonya’nın ve belki de balkanlar coğrafyasının en güzel yerlerinden biri olan, hem gölü hem de eski kent merkezi UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde de yer alan, Kiril alfabesinin doğduğu yer olarak kabul edilen ve Avrupa’nın en derin ve en eski krater gölüne ev sahipliği yapan Ohrid, yılın her döneminde gezginler tarafından ilgi görüyor.

Ohrid, otobüslü Büyük Balkan Turu ve yine uçaklı Balkan Turları’nın da gözdesi bir nokta. Ama Makedonya’ya kendi imkanları ile bireysel seyahat ederek gelenler için de yine mutlaka programa alınması gereken nefis köşelerden biri.

Makedonya’nın En Gözde Noktası Ohrid

Balkan Turları yapanların da iyi bildiği gibi; yolların yeterli olmamasından dolayı ulaşımın çok uzun zaman alması, bitmeyen sınır kapıları geçişleri, kullanacağınız para biriminin sürekli değişmesi gibi nedenlerden sıkıntı duyan birçok kişinin aksine, balkan coğrafyasında yolculuk yapmanın çok ama çok keyifli olduğunu düşünüyoruz.

Belki de sadece bu nedenle, Kuzey Makedonya‘nın başkenti Üsküp’ü gezerken alınan tat ile, Üsküp’e çok da uzak olmayan Ohrid arasında yol alırken, neredeyse aynı malzemeler kullanılarak yaratılmış ama ortaya lezzeti çok farklı bir başka keyif çıktığını farkediyorsunuz.

Ohrid, en sıcağını da en soğuğunu da yaşadığımız ve yağmurlarında ıslandığımız nefis bir Balkan kenti. Gezi notları bölümünde yayınladığımız bir yazıda havanın kapalı ve zaman zaman sağanak yağışlı olmasının bu müthiş göl üzerinde oluşturduğu görkemli bulut tabakasının, Ohrid Gölü‘nün manzarasını ne kadar etkileyici hale getirdiğinden bahsetmiştik.

Ohrid, küçük bir şehir gibi görünmesine rağmen doğal güzelliklerin de bir arada olduğu, mutlaka görülmesi gereken bir kent.

Ohrid Hakkında Kısa Bilgiler

Ohrid, Kuzey Makedonya’nın güneybatısında aynı ismi taşıyan gölün kıyısında kurulu olan, Arnavutluk sınırının da yanıbaşında olduğu Kuzey Makedonya’nın sekizinci büyük kenti konumunda.

Nüfusu yaklaşık 42 bin kişi olan Ohrid, özellikle tatil dönemlerinde ve yaz sezonunda oldukça kalabalık bir şehir haline geliyor.

Kuzey Makedonya’nın turizm kenti olan Ohrid, eski kent merkezinin iyi muhafaza edilmiş halini doğal güzellikleri ile birleştirerek gözde tatil noktalarından biri haline gelmiş. Balkan ülkelerinden olduğu kadar Avrupalı ve Asyalı turistleri de ağırlayan Ohrid, Balkan coğrafyasında eğlenceli bir tatil merkezi olarak tanınıyor.

Ohrid Tarihi

Ohrid kentinde yerleşimin 6 bin yıl önceye dayandığı ile ilgili arkeolojik bilgiler olsa da, ilk bilinen yerleşimciler olan Frigler sonrası milattan önce 4. yüzyılda başlayan Makedonya Kralı II.Filip’in egemenliği ile tarihi kayıtlar daha zenginleşiyor.

Slavların  kurduğu küçük yerleşimler Doğu Roma İmparatorluğu sınırlarına 785 yılında 6. Konstantin döneminde dahil oluyorlar. 867 yılında ise Bulgar egemenliğine giren Ohrid, 990 – 1015 yılları arasında Birinci Bulgar Devleti’ne başkentlik yapıyor.

Doğu Roma’nın kenti tekrar ele geçirmesinin tarihi ise 1018. Osmanlıların Ohrid’i ele geçirdikleri tarih olan 1395 yılında ise 1912 yılına kadar devam edecek Türk egemenliği başlıyor.

Ohrid, Osmanlı egemenliğinden sonra, önce Yugoslav Krallığı devamında ise Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti hakimiyetinde geçirdiği yılların ardından 1991 yılında Makedonya’nın bağımsızlığını ilan etmesiyle günümüzde artık ismi Kuzey Makedonya olan ülkenin en gözde şehirlerinden biri oluyor.

Ohrid Gezilecek Yerler

Ohrid’in turistik özellikleri Yugoslavya döneminde önem kazanıyor. Birçok üst düzey yönetici için konaklama tesisleri ile bazıları günümüzde otel haline gelen çeşitli sosyal tatil merkezleri inşa ediliyor.

Doğal güzelliklerinin olduğu kadar tarihi ve dini özellikleri de Ohrid’i çekim noktalarından biri haline getiriyor. Şehirde 40 kadarı bugüne ulaşmış olan 365 kilise yapısı olduğu söyleniyor.

Osmanlı döneminden kalma cami, imaretler ile Sveti Naum gibi önemli bir manastır da yine balkan coğrafyasında anlatılan Sarı Saltuk hikayeleri Ohrid’in ilgi çekici özellikleri arasında bulunuyor.

Çar Samuel Kalesi

Çar Samuel Kalesi olarak bilinen kale çeşitli dönemlerde faal olarak kullanılmış.

Romalılar döneminde yapıldığı düşünülse de, son haline Bulgar Kralı Çar Samuel tarafından getirildiği için onun ismiyle yani Çar Samuel Kalesi olarak anılıyor.

Ohrid’e tepeden bakan kale birçok savaş görmüş, birçok olaya tanık olmuş ve şu anda onarım görmüş hali olsa da iyi korunmuş kadim balkan kalelerinden biri olarak ziyaretçilerini bekliyor.Biliyorsunuz; kesfet.tv gezileri içerisinde en ilgi çeken noktalarından biri, seyahat ettiğimiz yerlere ait hikayeler..

Tabii ki hikayeleri kesfet.tv gezileri için saklayıp kısa bir spoiler(!) verelim. Çar Samuel Kalesi, Samuel’in oğlu Gabriel’i öldürerek tahta geçen Vladimir’in, 1018 yılında öldüğünde yıllardır süren Doğu Roma – Bulgar Krallığı savaşının ve 1. Bulgar Krallığı’nın neredeyse sonu sayılabilecek gelişmeye tanık olan yer konumunda. Doğu Roma İmparatoru Basileios, Şubat 1018’de Bulgar kiliselerinin merkezi ve başkent sayılan Ohrid’e ve bu kaleye öyle büyük bir zafer gösterisiyle girmiş ki, bu sahne balkanlarda onlarca yıl dilden dile anlatılmış.

Samuel Kalesi’ne çıkmak belki biraz yorucu görünebilir. Ancak kaleden şehrin ve gölün manzarası öylesine güzel ki, burada fotoğraf molaları vermeden Ohrid gezisi çok eksik kalır.

Sveti Kliment ve Panteleimon (St. Clement & Panteleimon) Manastırı ve Kilisesi

Ohrid’de bulunan Plaoşnik olarak isimlendirilen arkeolojik bölgede bir Doğu Roma mimarisi şaheseri bulunuyor.

Sveti Kliment ve Pantelejmon olarak bilinen yapı, Bulgar Devleti hükümdarı 1.Boris’in Aziz Kliment’i Ohrid’e davet etmesinin ardından şehre gelen Aziz Kliment’in eski bir kiliseyi restore etmesiyle bundan etkilenen 1.Boris’in emriyle inşa edilmiş.

Ancak hikayeye göre Aziz Kliment, inşa edilen yapının büyüklüğünü yeterli bulmamış ve ilk yapılan binanın üzerine bir başka yapı daha inşa ettirmiş ve koruyucu olarak da Aziz Panteleimon’a adamış.

Ohrid Gölü manzarasına hakim bir noktada bulunan Panteleimon, Kiril alfabesinin öğretildiği ve İncil’in Kiril’e çevrildiği bir eğitim merkezi olarak kullanılmış.

Şehir Osmanlı hakimiyetine girdikten sonra camiye dönüştürülen yapının aslından günümüze pek bir şey kalmasa da, 2000 yılında başlatılan çalışmalarla orijinal parçalar da toplanarak aslına uygun hale getirilmiş.

Kilisede yapılan çalışmalar sırasında Roma dönemi sütunları ortaya çıkınca büyük bir arkeolojik kazı daha başlatılmış. Kilisenin temelinde yapılan kazılarda yüzlerce Venedik parası bulunmasıyla Ohrid – Venedik ticari ilişkisi ortaya çıkmış.

Aziz Kliment’in de mezarının olduğu Sveti Kliment ve Panteleimon, Makedonya’da bulunan en kutsal kiliselerden biri sayılıyor. Son beş yıl içerisinde bulunduğu yerde bize göre çok daha görkemli bir şekilde yer alan Sveti Kliment ve Panteleimon, etrafına inşa edilen dini ve kültürel bir kompleksi oluşturan beton yığınlarının arasında kaybolmuş bir görüntü veriyor.

Son yıllarda girişi ücretli hale getirilen kompleks içerisinde inşaat uzun bir süre devam edecek gibi görünüyor.

Sinan Çelebi Türbesi

Sveti Kliment ve Pantelejmon manastırı ya da artık dini kültürel binalar olarak bilinen kompleksin içerisinde dikkatinizi çekecek birkaç şey daha bulunuyor.

Bunlardan biri, hem inşaat yapılıp hem de arkeolojik kazıların devam etmesi. Bu kazılar Sveti Kliment ve Pantelejmon zamanında Balkanların en eski üniversitesine ait kalıntılar başlığında sürdürülüyor.

Bir diğer dikkat çekici nokta ise, denize karşı konumlanan manastırın girişine doğru yürürken, solunuzda duran küçük ve beyaz renkli ancak mimarisi ile tanıdık gelen bir yapı. Üzerinde bulunan tabelada Sinan Çelebi yazıyor.

Osmanlı döneminde hizmetlerde bulunmuş olan Sinan Çelebi’ye ait bu türbenin onarımı yakın zamanda TİKA tarafından yapılarak ziyarete açılmış.

Sveti Jovan (Aziz Yuhanna-st.John) Kilisesi – Kaneo

Ohrid’in Balkanların Kudüs’ü olarak tanınmasını nedenlerinden olan bir nokta da, kesinlikle görülmesi gereken yerlerden biri olan Aziz Yuhanna Kilisesi.

Kaneo sahilinde Ohrid Gölü’ne hakim bir noktada bulunan Sveti Jovan Kilisesi, ne zaman yapıldığı kesin olarak bilinmese de 1447 yılına tarihleniyor.

Özellikle turistlerin manzarasından dolayı uğradıkları Sveti Jovan Kilisesi, instagram başta olmak üzere diğer sosyal medya araçlarında en fazla paylaşılan Balkanlar fotoğrafı olma özelliği de taşıyor.

Yukarıdaki güzergah dahilinde dolaşırsanız, Samuel Kalesi, Panteleimon sonrası kısa bir yürüyüş ile Sveti Jovan’a ulaşabilirsiniz. Yürüyüş sırasında Kaneo tabelalarını takip edebilirsiniz.

Ayasofya (Sveta Sofija) Kilisesi

Ohrid Ayasofya Kilisesi’nin Birinci Bulgar İmparatorluğu’nun resmen Hristiyanlığa geçmesinin ardından I.Boris döneminde kurulduğu sanılıyor.

Yapım tarihi kesin olarak bilinmese de 852 – 889 yılları arasına tarihlenen Ayasofya Kilisesi Ohrid’in en büyük kilisesi ünvanına sahip. Osmanlı döneminde cami olarak kullanılan kilise içerisinde Yugoslavya döneminde yapılan arkeolojik onarımda çeşitli freskler ortaya çıkarılmış.

Ortaçağ, Bizans, Osmanlı mimarilerinden çeşitli özellikler taşıyan Ayasofya‘nın Osmanlı döneminde var olan minaresi günümüzde bulunmuyor.

Sveti Naum Manastırı

Ohrid merkezine yaklaşık olarak 30 kilometre uzaklıkta bulunan Sveti Naum Manastırı, Ohrid Gölü kıyısında mutlaka görmeniz gereken şaheserlerden biri.

Güzelliği ve sessizliği kadar hikayesiyle de Makedonya’nın en dikkat çekici noktalarından olan Sveti Naum Manastırı’nda Aziz Naum’un Sarı Saltuk ile karışan hikayesini dinleyebilir, tarihi kilisede bulunan mezarı ziyaret edebilir ve manastır içerisinde Ohrid Gölü’nü besleyen kaynakların bulunduğu müthiş güzelliklerde kayıklarla dolaşabilirsiniz.

Bay of Bones Su Müzesi

Ohrid turizmin gelişmesiyle birlikte kültürel, tarihi ve alternatif noktalara ev sahipliği yapmaya başladı.

Kemikler Körfezi (Bay of Bones) olarak bilinen yerdeki Gradiste Yarımadası’nın güney sahilinde 8.500 metrekarelik bir yüzeye yayılan kazıklar üzerine kurulu “Su Müzesi”, bölgenin tarihini yaşatan ve canlandıran bir merkez halinde.

Milattan önce 1200 ile 700 yılları arası bölgede bulunan yerleşimcilerin düşmanlardan ve yırtıcı hayvanlardan korunmak için sular üzerine kurdukları, karaya gerektiğinde kaldırılabilen bir çeşit köprü ile bağlanan bu su üstü köyü bir reprodüksüyon.

ilk dönemlerden Roma dönemine kadar bağlantılar içeren Su Müzesi, aynı zamanda su altı dalış aktivitesi de yapabileceğiniz bir çekim alanı.

Merkezden yaklaşık 16 kilometre uzaklıkta bulunan Bay of Bones Su Müzesi’ne Sveti Naum’a giderken uğrayabilirsiniz.

El Yapımı Kağıt Atölyesi

Ohrid eski şehir merkezini gezerken yürüyüş güzergahınızda görmeniz gereken oldukça fazla detay bulunuyor. Bunlardan biri de el yapımı kağıt yapma atölyesi.

National Workshop For Handmade Paper Ljupcho Panevski ismini taşıyan dükkan Ohrid merkezden eski şehirin sokaklarına doğru yürürken sağ tarafınızda karşınıza çıkacak.

Kağıt yapım atölyesi, geleneksel usüller ile yapılan kağıt işçiliğinin aşamalarını izleyip özel tasarlayacağınız hediyelikler alabileceğiniz oldukça çekici bir deneyim noktası.

Robevi Ailesi Evi ve Müzesi

Ohrid evleri aynı bizim Safranbolu‘nun olduğu gibi çok ünlü. Kentin en önemli simgelerinden biri de Osmanlı ve Türk izleri taşıyan bu mimari yapılar.

Ohrid’in geçmişten kalan konaklarından biri olan Robevi Ailesi’nin evi de yine eski şehir merkezi yolunda görebileceğiniz bir müze.

1863-1864 yıllarında yapılmış olan ev, Robevi ailesine ait. İki kardeş aileleriyle birlikte iki ayrı bölümden oluşan bu evde yaşayıp sonra Manastır’a göçmüşler. Ancak evi yazlık olarak kullanmaya devam etmişler.

2. Dünya savaşı sonrasında koruma altına alınan ev, bulunan arkeolojik buluntuların ve Robevi ailesine ait objelerin sergilendiği bir müze haline getirilmiş.

Ohrid Antik Tiyatrosu

Eski bir yerleşim yeri olan Ohrid’de Helenistik dönemden günümüze ulaşan Antik Tiyatro, günümüzde festival ve konserlerin düzenlendiği faal olarak kullanılan bir alan olarak hizmet vermeye devam ediyor.

Ohrid Gölü Tekne Gezisi 

Ohrid Gölü özellikleri ile oldukça dikkat çekici bir göl. Ohrid’in bir turizm merkezi olmasında en önemli rolü oynayan Ohrid Gölü üzerinde tekne turları düzenleniyor.

Tekne turu ile Ohrid’i ve göl kıyılarında boy gösteren yukarıda gezilecek yerler olarak bahsettiğimiz noktaları da görebilirsiniz.

Boyut olarak büyük teknelerle gezebileceğiniz gibi, küçük konforlu “katamaran” ismi verilen teknelerle de dolaşabilirsiniz.

Booking.com

Ohrid’e Nasıl Gidilir?

Ohrid’e gitmek için birkaç alternatifiniz bulunuyor. Bunlar arasında uçakla Ohrid ulaşımı en kolay olanı.

Onur Air tarafından tur operatörlerinin ortaklaşa düzenlediği seferler belirli dönemlerde oldukça kolaylık sağlıyor.

İstanbul – Ohrid direkt uçuşu olmadığı dönemlerde ise yapmanız gereken, sürekli düzenlenen İstanbul – Üsküp uçuşu için bilet almak.

İstanbul‘dan Türk Hava Yolları ve Pegasus Airlines’ın Üsküp Havalimanı’na sürekli direkt uçuşları bulunuyor.

Üsküp Havaalanından ise Ohrid’e dilerseniz otobüs ile dilerseniz de araç kiralayarak ulaşabilirsiniz. Üsküp – Ohrid ulaşımı hakkındaki bu yazımızı mutlaka okuyun.